The Celestial Turks / GOKTURK

The Celestial Turks (TCT)

Sol sisteminden (Dünya gezegeni) RSI gibi uzay teknolojisinde uzmanlaşmış bir kuruluş. RSI ve diğer uzay şirketlerinin aksine, TCT uzay aracı üretmez, ancak teknoloji geliştirmeye büyük ölçüde katılır. TCT’nin kapalı kapılar ardında kendi uzay programına sahip olduğuna ve UEE ile kendi gündemi olduğuna dair söylentiler var. Bunun doğru olup olmadığını kimse kesin olarak kanıtlayamaz, ancak TCT’nin diğer tüm şirketler üzerinde büyük bir teknolojik etkiye sahip olduğu bir gerçektir (ortak motor geliştirme ortaklıkları vb.). Dolayısıyla TCT’nin gizlice kendi uzay programını yürüttüğünü ve muhtemelen bunu birkaç yüz yıldır yaptığını iddia etmek çok zor değil. Bu noktada, kamuoyu ile paylaşacak daha fazla bilgimiz olmadığını, UEE ve kuruluşun kendisinden de olumlu bir geri bildirim almadığımızı belirtmek isteriz. Bu nedenle, şimdilik, TCT hakkında GALACTIAPEDIA’da daha fazla bilgi bulunmayacaktır.

Arşivlerden

Aşağıdaki protokol TCT arşivlerinde kayıt altına alınmıştır: Dünya, insanlığın kökenini yansıtmaz, daha ziyade insanın türediği bir yerdir ve böylece bizim ana gezegenimiz haline gelmiştir. Bu ciddi gerçeğin bilgisi binlerce yıl boyunca yavaş yavaş kayboldu, ancak dünyanın her yerinde, hiyeroglifler ve dikilitaşlar gibi şeyler, insanların gözlerinin önündeydi. Hiyeroglifler uzun bir süre yanlış tercüme edildi ve yanlış yorumlandı. Ancak, yeni teknolojik gelişmeler ve ilgili maliyetlerin rasyonel bir şekilde yapılması sayesinde, atalarımızın ne anlatmak istediği daha iyi anlaşılabilmektedir. Öte yandan, UEE hala resmi olarak, insanlığın yirminci yüzyıla kadar diğer akıllı yaşam formlarıyla temasa geçmediğine inanır. İronik bir şekilde, insanlığın yüzyıllardır aradığı uzaylılar, biz insanlarız. Yıllardır sürdürülen araştırmalar, insanların Dünya’da ortaya çıkmadığını, sadece milyonlarca yıl boyunca DNA’sını Dünya’ya adapte etmiş bir tür olduğunu göstermektedir. Çok sayıdaki kazı (Orta Doğu’da, ama özellikle Türkiye’de) binlerce yıl önce ileri teknolojiye sahip, çoktan unutulmuş bir uygarlığı ortaya çıkarmıştır. Özellikle Tarsus’ta yapılan kazılar, zamanımızdan çok önce bu gezegende çok gelişmiş bir uygarlığın hüküm sürdüğüne dair açık kanıtlar sağlamıştır. Atalarımız kimdi ve biz nereden geldik? İnsanlık tarihinde böylesine önemli bir olayı neden unuttuk? TCT’de gerçeğe her zamankinden daha yakınız, atalarımız bu gezegene göklerden (uzaydan) geldi. Ama neden? Kana susamış Vandullar bizim hakkımızda bizden daha çok şey biliyor olabilirler mi? Bu yüzden mi uzayın derinliklerinden beklenmedik bir şekilde, uyarı ya da müzakere olmaksızın saldırıya uğradık?

Tarsus kazıları (2016)

Türk özel kuvvetleri ve Türk istihbaratı (MİT) eşliğinde Mersin (Türkiye) yakınlarında yapılan kazıda çok ileri bir teknoloji (yerçekimsiz ortam) bulundu. Türk istihbaratı, yabancı istihbarat servislerinin birçok saldırısına rağmen bu teknolojiyi gizli tutmayı başarmıştır. Bu keşif özellikle Türk ordusunun ve Türk havacılık ve uzay sanayinin atılım yapmasına yardımcı olmuştur.

The Celestial Turks (TCT)

An organisation from the Sol system (planet Earth) specialising in space technology like RSI. Unlike RSI and other space companies, TCT does not manufacture spacecraft, but is heavily involved in technology development. There are rumours that TCT has its own space programme behind closed doors, and that it has its own agenda with the UEE. No one can definitively prove whether this is true, but it is a fact that TCT has a huge technological influence on all the other companies (partnerships in joint development of engines, etc.). So it’s not too hard to argue that TCT is secretly running its own space programme, and has probably been doing so for several hundred years. At this point, it should be noted that we have no further information to share with the public, nor have we received any positive feedback from the UEE and the organisation itself. Therefore, for the time being, no further information about TCT will be available on GALACTIAPEDIA.

From the archives

The following protocol has been recorded in the TCT archives: The Earth does not reflect the origin of mankind, but rather a place from which man descended and thus (the Earth) became our home planet. Knowledge of this solemn fact was gradually lost over thousands of years, but it was literally in front of people’s eyes, in the form of hieroglyphs and obelisks all over the world. For a long time the hieroglyphs were mistranslated and interpreted with unprecedented arrogance. It is only thanks to new technological advances and the rationalisation of the costs involved that we can better understand what our ancestors wanted to communicate. On the other hand, the UEE still officially believes that humanity did not come into contact with other intelligent life forms until the twentieth century. Ironically, we are the aliens that humanity has been seeking for centuries. Our years of research in this area show that humans did not originate on Earth, but are simply a species that has (consciously or unconsciously) adapted its DNA on Earth over millions of years. Numerous excavations (in the Middle East, but especially in Turkey) reveal a long-forgotten civilisation with advanced technology thousands of years ago. In particular, the excavations at Tarsus (Turkey) have provided clear evidence that a very advanced civilisation ruled this planet long before our time. Who were our ancestors and where did we come from? Why have we forgotten such an important event in human history? At TCT we are closer to the truth than ever before, our ancestors came to this planet from the heavens (space). But why? Is it possible that the bloodthirsty Vanduuls know more about us than we do? Is that why we were attacked unexpectedly from deep space, without warning or negotiation?

Tarsus excavations (2016)

An excavation near Mersin (Turkey), accompanied by Turkish special forces and Turkish intelligence (MIT), containing very advanced technology (anti-gravity). Turkish intelligence has managed to keep this technology secret despite many attacks by foreign intelligence services. In particular, this discovery helped the Turkish army and the Turkish aerospace industry to make a breakthrough.